Değerlendirme İçin Bizi Arayın

Dil ve Konuşma Terapisi

Konuşma, mutabık kalınan işaretlerin ve seslerin karşıdakinin zihninde anlam oluşturmasını, mesaja dönüşmesini sağlayan fiziksel ve zihinsel bir süreçtir. Konuşma; zihnin söz kalıbına döktüğü ve oluşturduğu düşüncelerin, duyguların şekillendirilmesidir. Konuşma, fiziksel anlamda birçok organın birlikte çalışmasıyla ortaya çıkan karmaşık bir beceridir. Konuşmanın olabilmesi için diyafram, akciğerler, nefes borusu, gırtlak, ses telleri, damak, dil, küçük dil, dişler, burun ve dişlerin ortak işbirliği; ayrıca doğru sinir akışı ve beyin işlevi gerekir. Bunlardan bir ya da birkaçında yapı ve işleyiş bozukluğunun olması konuşmanın akıcılığını olumsuz yönde etkiler.

Konuşma bozuklukları; genel anlamda telaffuzla ilgili olanlar, kekemelik, dil ve dudak tembelliği, hızlı konuşma, afazi şeklinde tasnif edilebilir. Bunların tedavisinde çocuğun çevresine de büyük sorumluluklar düşmektedir.

  • Telaffuz – Artikülasyon

Artikülasyon bozuklukları, solunum yollarında gelen havanın ağız bölgesi organlarından kaynaklanan sorunlarla ortaya çıkar. Türkçede konuşma seslerinin edinimi, 4-5 yaşına kadar sürse de yetişkinlerin çıkardığı seslere erişme 6 ya da 7 yaşlarına kadar devam edebilmektedir. Bu süreç devam ederken çocukların henüz telaffuz edemedikleri ya da kendilerine zor gelen seslerin yerine çeşitli sesler getirerek oluşturdukları konuşma dilindeki çeşitli basitleştirmeler olağandır. Bu ses bilgisel işlemler 4-5 yaşlarında azalarak baskılanmaya ve zamanla yerlerini uygun sesletimlere bırakmaya başlamaktadır, bu durumdaki gecikmeler ya da yanlış sesletimler artikülasyon bozukluğu olarak değerlendirilmektedir.

Artikülasyon bozukluğu dört değişik türde görülür. Bunlar; sesin düşürülmesi veya atlanması, ses eklemesi, sesin değiştirilmesi ve sesin bozulmasıdır.

  1. Sesin Düşürülmesi veya Atlanması:

    Kelimelerde bazı seslerin hiç yokmuş gibi söylenmesidir. Bu kusur, bazı yöresel özelliklerden kaynaklanabilir. Örnek; saat > sat, yalan > alan, yemek > imek, hava > ava. 

  2. Ses Eklenmesi:

    Kelimede veya ekte olmayan bazı seslerin kelime veya ekin o şekildeymiş gibi söylenmesidir. İki ünlü veya ünsüzün arasına ses eklemekle ortaya çıkar. Örnek; saat > sahat, lazım > ilazım, yazarken > yazarkene, hem Ali hem Veli > hemi Ali hemi Veli. 

  3. Sesin Değiştirilmesi:

    En sık görülen ses kusurlarıdır. Özellikle r ve s seslerinin sıklıkla yanlış telaffuz edildiği görülür. Çocukken hoşa giden bu kusurların yaş ilerledikçe 

dikkat çektiği görülür. Bu yüzden mümkünse küçükken bunları düzeltme yoluna gitmek gerekir. Yaş ilerlediğinde bu tür bozuklukları olan çocuklar, konuştuğunda kendilerine gülündüğü için zamanla konuşmaya karşı olumsuz bir tutum takınabilirler. Daha sonra bu tür çocukların toplumdan uzaklaşıp iletişim sorunları yaşadığı görülür. 

  1. Sesin Bozulması:

    Mahallî söyleyişlerden kaynaklanan bir kusurdur. Bazen İstanbul Türkçesinde rastlanmayan seslerin de ortaya çıktığı görülmektedir. Özellikle “k” ve “h” seslerinin boğazdan telaffuzu çoğu ağızlarda görülen bir durumdur. Bazen de çocuğun telaffuz yanlışlığı, aile bireylerinin hoşuna gider. Çocuk insanlardan ilgi görmek maksadıyla bu söyleyişe devam edince bozukluk alışkanlığa dönüşür.

Artikülasyon bozukluklarının tedavisinde uzman kişilerden faydalanılmalıdır. Öncelikle teşhis edilen bozukluklarda tıbbî müdahale gereken durumlarda uzman doktorlara müracaat edilmelidir. Bütün konuşma bozukluklarında zihinsel ve fiziksel etkinlikler birlikte yapılmalıdır. Zihinsel olarak telkinlerle çocuk iyileşmeye yüreklendirilmelidir.

Teşhiste artikülasyon bozukluğu olan çocuğun hangi seslerde ve artikülasyon özrü türlerinden (düşürme, ekleme, değiştirme, bozma) hangisinde güçlüğü olduğuna karar verebilmek gerekir. Artikülasyon bozukluğunun ağırlık derecesi tespit edilerek bozuk olan seslerin sözcük içindeki yeri belirlenmelidir. Saptamanın daha doğru eksiksiz, ayrıntılı ve dizgili biçimde yerine getirilmesi için artikülasyon testleri kullanılmaktadır. Artikülasyon testleri; çocuğu konuşturma, okutma, sorulara karşılık verme gibi değişik biçimlerde olabilmektedir. Hangi testlerin kullanılacağı çocuğun durumuna bağlı olarak değişir. Okuma biliyorsa okumaya yönelik testler (paragraf-tümce testleri), bilmiyorsa (resimli nesneli-sorulu) testler kullanılır. Çocukla serbest konuşularak da teşhis yapılabilir.

  • Kekemelik

Kekemelik; bazı fiziksel, psikolojik ve nörolojik nedenlerle konuşmanın akıcılığını etkileyen bir konuşma kusurudur. Kekemelikte takılmalar, uzatmalar, duraklamalar, tekrarlar olmaktadır. Dünyada yaygın bir şekilde görülen kekemelik; okul başarısı, mesleki başarı ve toplumsal iletişimi olumsuz etkilemektedir. Kekelemeye göz kırpma, tikler, dudak ve yüz hareketleri, kafa hareketleri, nefes alma davranışları ya da yumruk sıkma gibi motor davranış bozuklukları eşlik edebilir. Kekemelik; fiziksel konuşma bozukluğunun ötesinde panik bozukluk, sosyal fobi, anksiyete bozukluğu, sosyal tutum dengesizliği, olumsuz benlik saygısı; akademik performans düşüklüğü, yaşam kalitesinin düşmesi, kronik iletişim bozukluğu gibi birçok problemin de nedenidir.

Kekemeliğin tedavisinde kişi, kekemeliğe neden olan korku ve gerilimlerden kurtarılmalıdır. Kekemeliğe neden olacak fiziksel arızalar da giderilmeli, ayrıca nörolojik sorunlar da tedavi edilmelidir. 

Kekemeliğin tedavisinde öncelikle doğru solunum çalışmaları yapılmalıdır. Doğru solunum aynı zamanda vücuttaki tüm sinirlerin rahatlamasını da sağlayacağından ayrıca önemlidir. Konuşma vücuttaki pek çok organın birlikte gerçekleştirdiği bir beceri olduğundan ve bu organların da kaslar vasıtasıyla hareket ettiklerinden dolayı, alınacak diyafram nefesi bütün organları rahatlatacaktır. Bu yüzden öncelikle diyafram nefesi alma çalışmaları yaptırılmalıdır. Diyafram eğitiminden sonra kişi, Türkçe hece sisteminin farkına vardırılarak hecelerin baskın bir şekilde söylenmesi alıştırmalarına yönlendirilmelidir. Bu çalışmalar da belli bir süre devam ettikten sonra kelime birleşmeleri çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Kelimelerin hece seslendirilmelerinde her hece baskın bir şekilde söyletilmeye çalışıldığından kişinin vurgu algısı değişecektir. Daha sonra özellikle son hecelerin daha baskın söyleneceği bilinci de oluşturulmalıdır. Kelime gruplarıyla ilgili eğitim yapılırken Türkçe durak sisteminden faydalanılmalıdır. Duraklı konuşma hem kişinin zihinsel anlamda zaman kazanmasında sebep olacak hem nefesi daha kontrollü kullanmasını sağlayacak hem de sinirsel gerginliği azaltacağından kişinin heyecanını en aza indirecektir.

 

  • Afazi

Afazi, zihinsel veya fizyolojik bir eksiklik olmamasına karşın konuşmada meydana gelen bozukluklardır. Konuşmayla ilgili olan hafıza geriliği, işitme kaybı, diyafram, akciğerler, ses telleri ve ağız bölgesi organlarında bozukluk olmadığı halde konuşma işlevinin gerçekleşmemesidir. Afazi, beyindeki konuşma merkezlerinde meydana gelen bir hasar sonucunda konuşma, konuşulanı anlama, adlandırma, tekrarlama, okuma veya yazma gibi becerilerin kısmen ya da tamamen kaybıdır.

  • Ses ve hece düzeyinde oyunlara yer verilmelidir. Belirli şeylerin tekrarlanmasına dayanan ritmik oyunlar, hayvan sesleri ve mekanik sesleri taklide imkân veren etkinlikler düzenlenmelidir.
  • Bu etkinliklerde konuşma uzmanı, konuşma girişini saptamaya çalışmalıdır. Bu aşamada başarısının ödüllendirilmesi yerinde olur. Hareket ve günlük olayların sese bağlanması türünde oyunlara yer verilmelidir. Örneğin, yemek yerken çıkarılan çatal, kaşık sesleri teybe alınır ve dinletilir. Bu yolla hareket sese bağlanır.
  • Bireysel çalışmada çocuğun öğrenmesi, dinlemekten çok bakmaya yönelikse görsel yaklaşıma ağırlık veren yöntemler seçilir. Görsel araç ve gereçlere ağırlık veren geniş resimler, oyuncaklar kullanılması çok yarar sağlar. Ayrıca dudaktan okuma etkili olabilmektedir.
  • Erken dönemde çalışmaların yoğunluğu ve beklentisi dengelenmelidir. Cümlelerin sözcük sayısı çocuğa göre seçilmelidir. Su, yumurta, süt, çatal gibi öncelikle öğretilecek nesneler için gerçek materyal kullanılmalı, sonraki aşamalarda resimler kullanılmalıdır.
  • Dizartri

Dizartri, konuşma kaslarının güç ve kontrolüyle ilgili sorunların yaşandığı motor konuşma sorunudur. Değişik sinir ve kas hastalıklarına bağlı olarak konuşma organlarında meydana gelen güçsüzlük ya da koordinasyon bozukluğu sonucunda ortaya çıkar. Dizartri, konuşma organlarını idare eden bozukluktan ileri geldiği için sinirseldir, bundan dolayı da nöroloji uzmanlarını ilgilendirir.

  • Dil ve Dudak Tembelliği

Fiziksel olarak konuşmayı sağlayan organların hemen tamamı, kaslardan oluşmaktadır. Bu kaslardaki çeşitli işlevsel bozukluklar konuşmayı olumsuz etkileyecektir. Dil ve dudak tembelliğinin temelinde de dil ve dudak kaslarının yeterli işleve sahip olmamaları yatmaktadır.

 

Vücudumuzdaki kaslar, egzersizlerle eğitilebilir. Dil ve dudak tembelliğini yenmek için de kasları geliştirici egzersizler yapılmalıdır. Tekerlemeler, en verimli egzersiz vasıtalarıdır. Ağza kalem koyarak seslendirme çalışmaları yapma, farklı mimik hareketleri yapma, dili ağızdan dışarı çıkararak değebilecek noktalara kadar değdirme çalışmaları, dil ve dudak tembelliğini gidermek için yapılacak çalışmalardandır.

  • Hızlı Konuşma

Hızlı konuşma, konuşulanların anlaşılmasını engelleyen bir kusurdur. Hızlı konuşanlar, pek çok sesi yutarak konuşurlar; durak, vurgu ve tonlamaya dikkat etmezler; hızlı konuştuklarından hafıza konuşmayı planlamakta zorlandığından “hıı, şey, yani, eeee” gibi anlamsız ifadeleri çok kullanırlar.

 

Hızlı konuşanları, öncelikle diyafram nefesi almaya alıştırmak gerekir. Yine tekerlemelerle boğumlama çalışmaları yaptırılır. Ayrıca tonlama ve vurgu sistemi kavrattırılır. Bütün bu çalışmalardan daha çok Türkçe cümle sistemi kavratılmalıdır. Cümlenin ögeleri arasında durak yapılması gerektiği anlatıldıktan sonra yazılı metinlerde cümlenin ögelerini bulma çalışmaları yaptırılarak (Ögelerin terim adlarını bilmeleri önemli değildir. Önemli olan kelime ve kelime gruplarının öge oluşturabileceği, oluşan ögelerin de tek kelimelik bir bütün olarak algılanması gerektiğini öğrenmeleridir.) cümle bilgisinin motorize hale getirilmesi gerekir.

Özel Rüya Gelişim Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde, Dil ve konuşma güçlüğüne yönelik hizmet verilmektedir. Rehberlik için bize ulaşabilirsiniz.

 

KAYNAKÇA

ERDEM, İlhan. Konuşma Eğitimi Esnasında Karşılaşılan Konuşma Bozuklukları ve Bunları Düzeltme Yolları. Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013, 11: 415-452.

Merak ettiğiniz ne varsa bize sorabilir
en kısa sürede detaylı bilgi sahibi
olabilirsiniz

Eğitimlerimiz, Hizmetlerimiz ve Desteklerimiz hakkında detaylı bilgi alın

Bize Yazın

Aşağıdaki formu doldurarak bizimle iletişime geçebilir en kısa sürede geri bildirim alabilirsiniz







    Sign Up

    Give us a call or fill in the form below and we will contact you. We endeavor to answer all inquiries within 24 hours on business days.